Şişmanlarda kansere olan eğilimde normal bireylere göre gözle görülür bir artış gözleniyor.
Obezite küresel boyutta bir halk sağlığı sorunu ve ekonomik bir problemdir. Günümüzde aşırı kilo (şişmanlık) ve bunun oluşturduğu sağlık sorunlarındaki artış, küresel sağlıksızlığa en büyük katkıyı sağlayan kötü beslenme ve enfeksiyöz hastalıklarını ikinci plana itti. Son yıllarda özellikle gelişmiş ülkelerde şişman insan sayısında hissedilir bir artış görülmektedir.
Bayındır Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı H.Pınar Kural, Avrupa’da özellikle İngiltere’de, dünyada da ABD’de artışın inanılmaz boyutlara ulaştığına dikkat çekerek, son dönemde yapılan araştırmalara göre şişmanlık oranının ülkelere göre değişmekle birlikte yüzde 10-30 arasında olduğunu belirtti. Şişmanlığın hızla artmasının nedenleri arasında teknolojinin ve bilimin ilerlemesi, artan ekonomik refah düzeyinin insanların daha rahat ve hareketsiz yaşama itmesinin sayılabileceğini belirten Kural, buna gıda alımının hızlı ve daha yağlı olması da eklenince şişmanlığın kaçınılmaz olduğunu vurguladı.
Ülkemizde de tablonun pek farklı olmadığını belirten Kural, “Ülkemiz insanının hamur işi ve tatlıya olan bağlılığı açısından tarihsel bir geçmişinin olduğu hesaba katılırsa gelecekte ciddi bir şişman popülasyonu ile karşı karşıya kalacağımız kesindir” dedi.
Şismanlıktan Neden Korkmalıyız?
Şişmanlık hep estetik yönü ile gündeme gelmektedir. Yapılan araştırmalar bize obezitenin kara yüzünü göstermektedir. Şişmanlık akciğer kapasitesini yüzde 20-30 oranında azaltır, beraberinde sigara içimi veya kronik bronşit gibi hastalıklarda varsa kişinin bir süre sonra nefes alabilmesi imkansız hale gelir. Şişmanlığın etkilediği en büyük hastalık ise Diyabet Mellitus (şeker hastalığı)tur, normal bireylere göre şişman bireylerde risk yüzde 40 artmaktadır. 40 yaş üstü aile fertlerinde şeker hastası olanların, kendilerinin yakalanma riski yüzde 100 olarak belirlendi. Farklı bir mekanizma ile şişmanlarda 4-5 kat daha fazla tansiyon yükseklikleri gözlenmektedir. Hipertansiyonun yanı sıra kalp hastalığı ve kalp krizi geçirme ihtimali de 3-4 kat daha fazladır. Şişmanlarda kansere olan eğilimde normal bireylere göre gözle görülür bir artış gözlenmektedir. Özellikle akciğer kanseri 2-3, over ve prostat kanserinde iki kat daha fazla artış saptanmaktadır. Şişmanlarda bir diğer problemde safra kesesi taşlarıdır. Safra kese taşı oluşma ihtimali normal bir bireye göre 4-5 kat fazladır. Özellikle karaciğer yağlanması olasılığı da bu bireylerde hissedilir düzeyde artmaktadır. Şişmanlığın farklı bir boyutu da kişinin durumundan olan hoşnutsuzluğudur. Bu kişinin depresyona çabuk girmesine ve ağır seyretmesine neden olabilmektedir.
Kilo Ver, Sağlık Kazan!
Peki sağlıklı ve dengeli beslenip kilo vererek hayatımızda neleri değiştirebiliriz? Yapılan bilimsel çalışmaların 5 kilo verilmesi durumunda, şeker hastalığı olasılığının yüzde 50 azaldığını gösterdiğini belirten Kural, “şeker hastalığına bağlı ölümler ise yüzde 40 azalmakta kişinin ömrü 3-4 yıl uzamaktadır” dedi.
Kural, “10 kilo verilmesi durumunda ise, herhangi bir sebepten ölüm olasılığı yüzde 20,kansere bağlı ölüm olasılığı yüzde 37,kansere yakalanma olasılığı yüzde 40, kalp hastalığına bağlı ölüm olasılığı yüzde 15, kişilerin genel hastaneye yatış olasılığı yüzde 25 azalmaktadır ve yaşam süresi 5-6 yıl uzamaktadır” dedi.
Sağlıklı ve dengeli olarak kilo vermek ancak bizi diğer etmenlerden koruyabilir. Eski çağlardaki “yaşamak için yeme” dürtüsünün “yemek için yaşama” hayat biçimine döndüğü şu günlerde sağlıklı ve dengeli beslenme programları ile yaşam tarzımızı olumlu yönde birazda olsa değiştirerek riskleri minimuma indirebiliriz.
Obezite küresel boyutta bir halk sağlığı sorunu ve ekonomik bir problemdir. Günümüzde aşırı kilo (şişmanlık) ve bunun oluşturduğu sağlık sorunlarındaki artış, küresel sağlıksızlığa en büyük katkıyı sağlayan kötü beslenme ve enfeksiyöz hastalıklarını ikinci plana itti. Son yıllarda özellikle gelişmiş ülkelerde şişman insan sayısında hissedilir bir artış görülmektedir.
Bayındır Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı H.Pınar Kural, Avrupa’da özellikle İngiltere’de, dünyada da ABD’de artışın inanılmaz boyutlara ulaştığına dikkat çekerek, son dönemde yapılan araştırmalara göre şişmanlık oranının ülkelere göre değişmekle birlikte yüzde 10-30 arasında olduğunu belirtti. Şişmanlığın hızla artmasının nedenleri arasında teknolojinin ve bilimin ilerlemesi, artan ekonomik refah düzeyinin insanların daha rahat ve hareketsiz yaşama itmesinin sayılabileceğini belirten Kural, buna gıda alımının hızlı ve daha yağlı olması da eklenince şişmanlığın kaçınılmaz olduğunu vurguladı.
Ülkemizde de tablonun pek farklı olmadığını belirten Kural, “Ülkemiz insanının hamur işi ve tatlıya olan bağlılığı açısından tarihsel bir geçmişinin olduğu hesaba katılırsa gelecekte ciddi bir şişman popülasyonu ile karşı karşıya kalacağımız kesindir” dedi.
Şismanlıktan Neden Korkmalıyız?
Şişmanlık hep estetik yönü ile gündeme gelmektedir. Yapılan araştırmalar bize obezitenin kara yüzünü göstermektedir. Şişmanlık akciğer kapasitesini yüzde 20-30 oranında azaltır, beraberinde sigara içimi veya kronik bronşit gibi hastalıklarda varsa kişinin bir süre sonra nefes alabilmesi imkansız hale gelir. Şişmanlığın etkilediği en büyük hastalık ise Diyabet Mellitus (şeker hastalığı)tur, normal bireylere göre şişman bireylerde risk yüzde 40 artmaktadır. 40 yaş üstü aile fertlerinde şeker hastası olanların, kendilerinin yakalanma riski yüzde 100 olarak belirlendi. Farklı bir mekanizma ile şişmanlarda 4-5 kat daha fazla tansiyon yükseklikleri gözlenmektedir. Hipertansiyonun yanı sıra kalp hastalığı ve kalp krizi geçirme ihtimali de 3-4 kat daha fazladır. Şişmanlarda kansere olan eğilimde normal bireylere göre gözle görülür bir artış gözlenmektedir. Özellikle akciğer kanseri 2-3, over ve prostat kanserinde iki kat daha fazla artış saptanmaktadır. Şişmanlarda bir diğer problemde safra kesesi taşlarıdır. Safra kese taşı oluşma ihtimali normal bir bireye göre 4-5 kat fazladır. Özellikle karaciğer yağlanması olasılığı da bu bireylerde hissedilir düzeyde artmaktadır. Şişmanlığın farklı bir boyutu da kişinin durumundan olan hoşnutsuzluğudur. Bu kişinin depresyona çabuk girmesine ve ağır seyretmesine neden olabilmektedir.
Kilo Ver, Sağlık Kazan!
Peki sağlıklı ve dengeli beslenip kilo vererek hayatımızda neleri değiştirebiliriz? Yapılan bilimsel çalışmaların 5 kilo verilmesi durumunda, şeker hastalığı olasılığının yüzde 50 azaldığını gösterdiğini belirten Kural, “şeker hastalığına bağlı ölümler ise yüzde 40 azalmakta kişinin ömrü 3-4 yıl uzamaktadır” dedi.
Kural, “10 kilo verilmesi durumunda ise, herhangi bir sebepten ölüm olasılığı yüzde 20,kansere bağlı ölüm olasılığı yüzde 37,kansere yakalanma olasılığı yüzde 40, kalp hastalığına bağlı ölüm olasılığı yüzde 15, kişilerin genel hastaneye yatış olasılığı yüzde 25 azalmaktadır ve yaşam süresi 5-6 yıl uzamaktadır” dedi.
Sağlıklı ve dengeli olarak kilo vermek ancak bizi diğer etmenlerden koruyabilir. Eski çağlardaki “yaşamak için yeme” dürtüsünün “yemek için yaşama” hayat biçimine döndüğü şu günlerde sağlıklı ve dengeli beslenme programları ile yaşam tarzımızı olumlu yönde birazda olsa değiştirerek riskleri minimuma indirebiliriz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder