Endişeleriniz mi var? Psikolojiniz mi bozuldu? Kendinizi kötü mü hissediyorsunuz? Hiç bir şeyiniz yokken kendinizi hasta mı sanıyorsunuz?
Prof. Dr. Ahmet Ertan Tezcan son yazısında okurlarına ‘hastalık hastalığı’ ile ilgili önemli ipuçları sunuyor. Tezcan hastalığı; “Kişinin bedensel bir hastalığı olmadığı halde ciddi bir bedensel rahatsızlığa yakalandığı endişesiyle hekim hekim dolaşması” olarak tanımlıyor.
Hipokondriazis Nedir?
Kişinin bedensel bir hastalığı olmadığı halde ciddi bir bedensel rahatsızlığa yakalandığı endişesiyle hekim hekim dolaşığı somatoform bozukluk tipidir. Belirtiler söz konusudur.
Hipokondriak Sadece Hipokondriaziste mi Bulunur?
Hipokondriak belirtiler; ruhsal çökkünlük, şizofreni, paranoid bozukluk ve başka nevrotik bozukluklarda sık görülebilir. Hipokondriaziste; temel patoloji kişinin ilişkilerine, yaşam koşullarına bağlı olan ancak bedene aktarılmış ve bedensel hastalık uğraşlarına dönüşmüştür bunaltıdır.
Sık Görülen Bir Hastalık mıdır?
Prevalansı:%4-9 olup, bu hastalar psikiyatri dışı hekimlere giderler; hekim hekim dolaşırlar.
Hangi Yaşlarda Başlar?
Genç yaşta başlamakla (20-30 yaş arası) birlikte, 40-60 yaşları arasında da sık görülür. Hastaların %80’inde depresif bozukluk veya YAB vardır. Kadında ve erkekte aynı orandadır. Gelişmekte olan toplumlarda hipokondriazis ve başka tür somatoform bozuklukların daha sık görüldüğü bildirilmektedir.
Ülkemizde Sık Karşılaşılan Bir Sorun mudur?
Ülkemizde de sıklıkla karşılaşılan bir bozukluktur. Hipokondriak hastalarda II. eksende; obsesif kompulsif, narsisistik, histrionik kişilik bozuklukları da sıktır.
Oluş Nedeni:
Bilinç dışı çatışmalar nedeniyle ortaya çıkan bunaltıya karşı (displacement) savunma düzeniyle somatizasyon belirtileri ortaya çıkar. Klasik psikanalitik görüşe göre çatışmanın kaynağı: Oedipal saplantılar ve iğdişilik korkularıdır. Hastalığın oluşmasında ve süregenleşmesinde iyatrojenik etkenlerin rolü de büyüktür.
Klinik Özellikleri Nedir?
Genel Görünüm ve Dışa Vuran Davranışlar:
Sıklıkla bedenine dokunur, bastırır. Elinde bir torba ilaç ya da çeşitli reçeteler ve tetkiklerle, zaman zaman şikayetlerini yazdıkları bir kağıttan şikayetlerini okuyarak (liste belirtisi) hekim hekim dolaşırlar.
Duygulanım:
İleri derecede endişelidirler. Endişeleri bir hastalığın olduğu ya da olabileceği, hekimlerin rahatsızlığını anlamadığı düşüncesine dayanır. Şikayetleri dışında Dünyayı umursamaz gibidirler, hep hastalık ile uğraşırlar.
Bilişsel Yetiler:
Dikkati hastalık üzerine yönelmiş olduğundan başka sorunlara kendini veremez
Düşünce:
Düşünce sürecinde belirgin bozukluk yoktur. Hastanın düşünce içeriği hastalık kuşkuları ve kaygıları ile doludur. Bedenin çeşitli bölgelerindeki bir ağrıya, duyuya aşırı dikkat ve merak vardır.
Fizik ve Fizyolojik Belirtiler:
Çarpıntı, üşüme, terleme, ellerde hafif uyuşmalar, soluk alma güçlüğü, çabuk yorulma, uyku bozukluğu sıktır. Hastalar kendilerini genel olarak çok hasta gördüklerinden dolayı dinlenmek, yatakta yatmak, kendilerini ağır işe sokmamak eğilimi gösterirler. Bu hastalar dinlendikçe, yatakta yattıkça şikayetleri artar.
Hastanın yakınmalarının dışında yaşam olayları ile ilgilenmemesi önemli bir ayırıcı belirtidir. Gerçek bir kalp, kanser, mide hastası genel olarak hastalığını düşündüğü kadar başka konuları da düşünür. Ayrıca, hekimin verdiği güvenceler kendisini rahatlatır.
Psikofizyolojik Bozukluklar:
Bu hastalıklarda asıl organik patoloji saptanır. Oldukça belirgin bunaltı da vardır. Ağır hastalık saplantıları ve kuşkularının bulunuşu ile tanıya gidilir.
Somatizasyon ve Konversiyon Bozuklukları:
Genellikle bunaltının az olması, hekim hekim dolaşan özel bir yaşam stili göstermemeleri, psödonörolojik belirtilerin sık görülmesi ile ayırıcı tanıya gidilir.
Hastalığın Klinik Seyri Nasıl?
Genel olarak bir psikiyatriste muayene için gelen hipokondriak hasta yıllardan beri hastalığı bir yaşam biçimi durumuna sokmuş bir kişidir. Toplum ve aile içinde bu hastalar evham hastaları olarak tanınır. Zamanla yakınları hastadan yılarlar ve bıkarlar. Bu da hastanın hastalığa daha çok sarılmasında rol oynar.
Sosyoekonomik durum iyiyse, tedaviye cevap veren anksiyete veya depresif bozukluk varsa, semptomlar birden ortaya çıkmışsa, eşlik eden kişilik bozukluğu yoksa prognoz iyidir.
Tedavi Prensipleri Nedir?
1.Bu hastalar öncelikle çok iyi muayeneden geçirilmeli ve organik bir hastalık konusunda hekimin kuşkusu kalmamalıdır.
2. Hastaya hastalığın açıklanması son derece önemlidir.
3. Hastaya hastalık kuşkusu verecek ilaç yazılmamalıdır.
4. Hastaya hekim hekim dolaştığı takdirde rahatsızlığının uzayabileceği anlatılmalıdır.
5. Hastanın mutlaka çalışmasının, ya da çeşitli uğraşlarının olması gerektiği öğretilmelidir
6. Hastalara, yakınmalarının ve hastalık belirtilerinin artması ile günlük yaşam olayları arasında bağ kurması öğretilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder