Popüler Yayınlar

Tanıtımlar

21 Ocak 2018 Pazar

İki kadından birinin derdi kozmetik sorun değil

Medicana International Ankara Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Dilek Erer, Antik Yunan'dan bu yana bilinen ve özellikle kadınlarda son derece yaygın olan varisin ihmal edilmemesi gerektiğini, hastalığın ilerlemiş halini alması durumunda uzun bir tedavi gerektirdiğini söyledi.

Batı toplumunda yüzde 20'ye yakın yaygınlıkta görülen bir problem olan varisin, Türkiye'de en az 5 milyon bireyde değişik derecelerde olduğu tahmin ediliyor. Kozmetik bir sorun olduğu sanılan rahatsızlık her zaman bu kadar masum değil ve ihmale gelmiyor. Medicana International Ankara Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Dilek Erer, varisin belirtileri, safhaları ve tedavi şekilleri hakkında bilgi verdi:

Varis, bacak toplardamarlarının genişlemesi, uzaması ve büklümlü hale gelmesi olarak tanımlanır. İnsana özgü olan varis hastalığı; 2.500 yıl önce yapılan bazı heykellerde çok belirgin olarak gösterilmiştir. Kadınlarda erkeklerden daha sıktır. Yaşla birlikte varis görülme olasılığı çok artmaktadır.

Neden oluşuyor?
Varis oluşumuna dair bilinen en belirgin sebep, toplardamarlardaki kapağın yeterince çalışmıyor olmasıdır. Toplardamarlarda kanın akış yönü kalbe doğru olmalıdır. Mevcut olan yer çekimi, kanı aşağı kısma çeker. Toplardamarlarda yer alan kapakçıklar sayesinde kanın aşağıya doğru gelmesi engellenir. Varis hastalığı yaşayan bireylerde bu kapakçıklar görevini yerine getiremez ve kan ayaklarda birikerek rahatsızlık yaratır.

Varis hastalığını 'kozmetik' ve 'hastalık' olmak üzere iki ayrı şekilde derecelendirebiliriz.
Hoş bir görünüme sahip olmayan ve Kozmetik Varis dediğimiz durumda fiziki olarak bireye rahatsızlık söz konusu değilken bunların tedavisi çok daha kolaydır. Fiziki anlamda bireyi rahatsız eden varisleri ise Varis Hastalığı olarak değerlendirebiliriz. Bu tip varisler, fiziki olarak bireyin günlük hayattan verim almasını engeller. Gelişmeden önce kılcal varis olarak dikkati çeken hastalık, sonraları ilerleme süreci ile kendisini belli eder. Tedaviyi reddettiğiniz aşamalar sonrasında varis hastalığınız ilerler ve cilt üzerinde görülen büküntülü damarlar ve cilt değişikliğine neden olur. Tedavi geciktirildikçe damarda pıhtı oluşumu, ülsere yaralar gelişir. Bu tip yaralara Varis Ülseri adını vermekteyiz. Bu durumda tedavi süreci ayları bulabilir.

Belirtileri nelerdir?
Tedavi edilmeyen her bir ayrı süreç, ciddi problemleri de beraberinde getirir. Hastalığın ilerlemesinden sonra bireyler, bacaklarında genişlemiş, morarmış, kıvrımlaşıp dışarı taşmış damar yapılarını rahatlıkla görebilirler. Ayrıca bacaklarda ısı artışı, ağrı, kaşıntı, dolgunluk hissi ve kramp gibi diğer belirtiler de tabloya eşlik eder. Gündüze oranla geceleri daha sık yaşadığınız ağrılar varisin habercisidir. Aynı zamanda ağrı ve kramplar, kişiyi uyku halindeyken bile uyandırır. Bacaklarınızda sürekli olarak aniden kramplar yaşıyorsanız mutlaka kalp ve damar cerrahisi uzmanına görününüz.

Soruna özel tedavi seçenekleri mevcut
Muayene ve Doppler Ultrason, varis tedavisi öncesinde hastalığın altında gelişen her türlü nedenin saptanması aşamasında son derece tercih edilen bir tekniktir. Cerrahi anlamda risk taşıyan hastalara ya da belirtiler dahilinde yakınması az olan hastalara öncelikle ilaç tedavisi ve varis çorabı önerilmektedir. Çeşitli tedavi yöntemleri mevcuttur. Orta ya da küçük çaplı varislerde başarı şansı İğne tedavisi olan skleroterapi ile yüksektir ve boyutu 1-3 mm civarında olan varislerde tercih edilmektedir. Köpükle yapılan skleroterapi tedavisi,her seansta belli bir alan yapılmakta ve belirli aralıklarla hasta çağırılarak tedavi süreci tamamlanmaktadır. En popüler tekniklerden Lazer/RF teknolojisiyle ise çapı 1 mm altında olan toplardamar genişlemeleri rahatlıkla yok edilebilmektedir. Büyük varislerin iç kısımdan Lazer/RF ile kapatılması, hastalar tarafından tercih edilen yöntemlerdendir. Hastalar bir gün sonrasında normal hayatlarına geri dönebilmektedirler.

Varisten korunabilir miyiz?
Varis hastalığının gelişmesinde en temel faktör, genetik yatkınlıktır. Fazla hareketlilik gerektirmeyen işlerde çalışan bireylerde de varis gelişmesi olasıdır. Genetik yatkınlıklar ve meslekler değiştirilemeyeceğinden ötürü varisin oluşmasından kesin korunma gibi bir durum söz konusu değildir. Venoaktif ilaçlar, kilo kontrolü, düzenli egzersiz, sabit bir şekilde oturmamak ve koruyucu nitelikte olan varis çoraplarını kullanmak son derece önemlidir. Topuklu ayakkabı giymemek ve bacaklarınızı fırsat buldukça yukarıda tutmak varisi önleme açısından dikkate değer bir ayrıntıdır. Hayatınızın her sürecinde sağlıklı ve güzel bacaklara sahip olmak için erken tedavinin önemli olduğunu ve varisten dolayı oluşan kötü görüntülerin kaliteli uygulamalar ile düzeltilebildiğini unutmamak gerekir."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder